Yaşam

Kamu İşçileri 2025’e Zamsız Başladı: Toplu Sözleşme Beklentisi Cevap Bekliyor

Toplu İş Sözleşmesi

2025 yılına zamsız giren 4D kamu işçileri, taleplerini içeren dosyayı Şubat ayında Bakanlığa sundu. Ancak hâlâ bir yanıt yok. Toplu sözleşme süreci tıkanmış durumda. Talepler ve gelişmeler bu makalede.

2025 Kamu İşçileri İçin Zor Başladı

2024 yılını ekonomik olarak kayıpla kapatan kamu işçileri, 2025’e de zam almadan başladı. Yapılan ek protokol, çalışanların beklentisini karşılamaktan uzak kaldı. Maaşlara ilişkin iyileştirme yapılmadığı gibi, sözleşmesiz geçen süreç nedeniyle kamu işçileri aylardır gelir kaybı yaşıyor.

Bu durum yalnızca bireysel değil, sosyal ve kurumsal anlamda da ciddi etkiler doğuruyor. Artan yaşam maliyetleri, yetersiz maaşlarla birleşince çalışanların alım gücü hızla düşüyor.

Kamu İşçisinin Talepleri Masada: Artık Gecikme Olmasın

Çalışanların talepleri uzun süredir kamuoyunun gündeminde. Ancak bu talepler hâlâ karşılık bulmuş değil. 2025 yılına girilmesine rağmen ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan ne de TÜHİS’ten bir açıklama yapılmış değil.

Gelir Vergisi Oranı %15 ile Sınırlandırılsın

Yıllar içinde artan gelir vergisi dilimleri kamu işçisinin maaşını eritiyor. Alınan zammın çoğu vergiye kesiliyor. Bu nedenle işçiler, gelir vergisinin %15 oranında sabitlenmesini talep ediyor. Bu, çalışanların yıl boyunca aynı maaşı alabilmesini sağlayacak adil bir çözümdür.

Haftalık Çalışma Süresi 40 Saat Olsun

Kamu işçileri, haftalık 45 saate varan çalışma düzeninden şikayetçi. Avrupa ülkelerinde yaygın olan 35-40 saatlik sistemin Türkiye’de de uygulanması isteniyor. Çalışma sürelerinin insan onuruna yakışır düzeye çekilmesi artık ertelenemez bir gerekliliktir.

Tayin, Tahsil Farkı ve Sosyal Haklar Genişletilmeli

Tayin hakkı olmayan kamu işçileri ailelerinden uzak çalışmak zorunda kalıyor. Eğitimini tamamlayan işçilerin tahsil farkı ödenmiyor. Meslek kodları hâlâ belirsiz. Yıllık izinde yol izni verilmemesi, yemek ve ulaşım desteklerinin yetersizliği gibi birçok sosyal hak eksik durumda.

Bu haklar sadece bireyin değil, iş yerinin sürdürülebilirliği açısından da önemlidir.

Toplu Sözleşme Süreci: Şubat 2025’ten Bu Yana Sessizlik

Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu, kamu işçisinin taleplerini içeren teklif dosyasını 27 Şubat 2025’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sundu. Ancak aradan üç aydan fazla zaman geçmesine rağmen herhangi bir resmi açıklama yapılmadı.

Bu sessizlik, işçilerde hayal kırıklığı yaratıyor. Sürecin bu kadar uzaması, hem iş barışını tehdit ediyor hem de çalışanları alternatif eylem yollarına yönlendiriyor.

İzmir Belediyesi Grevi Kamuya Örnek Olabilir

İzmir Belediyesi işçileri 2025’in ilk aylarında greve gitti. Aynı sorunlardan muzdarip kamu işçileri için bu grev, bir örnek teşkil edebilir. Talepler karşılık bulmazsa, kamu işçilerinin de kitlesel eylemlere yönelme ihtimali oldukça yüksek.

Toplu eylemler sadece taleplerin duyurulması için değil, aynı zamanda çözüm sürecini hızlandırmak adına önemli bir araç olabilir.

600 Bin Kamu İşçisinin Geleceği Masada

Bu toplu sözleşme yalnızca bir ücret protokolü değil. Türkiye genelinde görev yapan 600 bin kamu işçisinin yaşam şartlarını doğrudan etkileyen bir süreçtir. Her geciken adım, binlerce ailenin sofrasına yansıyan bir kayıptır.

2025 yılı, artık bu taleplerin cevapsız bırakıldığı bir yıl olmamalı. Aksi durumda iş gücü motivasyonu, hizmet kalitesi ve sosyal barış ciddi şekilde zarar görebilir.

Talepler Özetle Şunlardır:

  • Gelir vergisinin %15’e sabitlenmesi

  • Haftalık çalışma süresinin 40 saate indirilmesi

  • Tayin hakkının tanınması

  • Tahsil farkı ödemelerinin yapılması

  • Meslek kodlarının düzenlenmesi

  • Yıllık izinde yol izni verilmesi

  • Yemek ve ulaşım gibi sosyal desteklerin artırılması

  • Toplu sözleşme sürecinin ivedilikle tamamlanması

Vakit Geçmeden Karar Verilmeli

2025 yılı, kamu işçileri açısından artık bir dönüm noktası haline gelmiştir. Süreç başlatıldıysa, tamamlanması da bir sorumluluktur. Bakanlık ve TÜHİS, bu taleplere daha fazla kulak tıkamamalıdır.

Kamu işçileri ne lütuf ne sadaka istiyor; sadece alın terinin karşılığını talep ediyor. Bu çağrı nettir:

“Emeğin hakkı daha fazla ertelenmemelidir.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Uyarısı

Web sitemiz, kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve içeriklerimizi desteklemek amacıyla reklamlar göstermektedir. Reklam engelleyici yazılımınız aktif durumda. Lütfen reklam engelleyicinizi devre dışı bırakın veya sitemizi beyaz listeye ekleyin. Destekleriniz için teşekkür ederiz!